*15 gün tekrar izleme imkânı

Mutasavvıfların eserleri her zaman şerhe muhtaçtır. Çünkü onlar salt kitabi bilgiye dayanmaz, hal ile gerçekleşmiş keşfi bilgiye dayalıdırlar. Şerhe en muhtaç eserlerden biri de İbn’ül Arabi’nin Füsusu’l Hikem adlı eseridir. Füsusu’l Hikem, asırlardan beri tartışmanın göbeğindedir. Öyle ki eseri methedenler İbn’ül Arabi’ye Şeyh’ül Ekber (En Büyük Şeyh) unvanını verirken, eserin karşısında yer alanlar Şeyh’ül Ekfer (En Kafir Şeyh) unvanını vermiştir. Nedir bu eseri böyle tartışmalı kılan husus? 

İbn’ül Arabi daha eserin başındayken gördüğü bir rüyasını anlatır. Rüyasında Peygamberimiz ona bir kitap uzatır ve kitaba hiçbir ekleme, çıkarma yapmamasını, olduğu haliyle insanlara ulaştırmasını emreder. İşte bu kitap, Füsusu’l Hikem’dir. Kitaba dair eleştiriler de bu noktada başlar. Rüya bir bilgi kaynağı olabilir mi? Rüyaya yaklaşım nasıl olmalıdır? Gerçekten de Peygamber (sav) bir insana rüyasında bir eser verebilir mi?

Tartışmalar eserin içindeki mevzularda da baş gösterir. İbn’ül Arabi’nin eserinde cehennem azabının sonsuza kadar sürmeyeceği, Firavun’un imanlı bir şekilde canını teslim ettiği, veliliğin nebilikten üstün olduğu gibi iddiaların yer aldığı öne sürülür. Ve eser bu nedenle “tehlikeli” görülür.

5 oturum şeklinde gerçekleştireceğimiz atölyemizde İbn’ül Arabi’nin düşünce dünyasını, tasavvufi yönünü ele alacak, yukarıda bahsettiğimiz tartışmalara bir çözüm getirecek ve eserin içinden seçeceğimiz özel bölümlerin şerhini sunarak; daha sonrasında eseri okumak isteyen okuyucuların daha rahat ve anlaşılır şekilde okuyabilmeleri için rehberlik edeceğiz.