top of page

HEVES, GAYRET VE ZAMANIN GÜZELLEŞTİREMEYECEĞİ CÜCÜK YOKTUR

Birbirinden güzel bez bebekler tasarlayıp diken, tasarımlarını sosyal medya hesabında (@kichicik) takipçileriyle paylaşan Zeynep Kara’yı web sitemizde ağırladık. Bu işe başlama hikayesinden bebeklerin tasarım aşamasına, bu iş için yetenekli olmak gerekip gerekmediğine birçok konuda sohbet ettik.


Bebek dikmeye nasıl karar verdiniz, bu işe nasıl başladınız? Diktiğiniz ilk bebek hangisiydi?


Çocukken oyuncaklarıma kumaşlar dolayıp kıyafetler yapardım. İlk o zaman vermiş olabilirim. :) Yıllar yıllar sonra evde, köşede bekleyen 1 valiz dolusu kumaşı ortadan kaldırmak için başlamıştım. Sanıyorum şimdi birkaç valiz dolusu kumaş çıkar. İlk bebek hangisiydi hatırlamıyorum ama şunlardan biri olabilir:


Kichicik isminin bir hikayesi var mı? Varsa bizimle paylaşabilir misiniz?


“Kichicik” Azerice küçücük demek. Hitap ettiği kitle sebebiyle, o anki ilhamla verilmiş bir isim... Cücük de olabilirmiş. Kıl payı atlatmışız.


Küçükken de dikişle, el işleriyle uğraşır mıydınız? Bu alana yatkınlığınız var mıydı? Kendinizin nasıl farkına vardınız?


Çok küçükken annem dikerdi bebeklerimize yatak, yorgan, kıyafeti; biz de kuaförlük ve genel cerrahiyle -kol bacak koparma, göz çıkarma- ilgilenirdik. Sonra sonra örgü öğrenip bir şeyler ördüydük ama diktim mi?.. Muamma…

Üniversite sonrası bir arkadaşım işitme engelli 1 çocuk için benden kukla yapmamı istemişti ve o 1 düzine kuklayı çok eğlenerek dikmiştim. Hepsi de birer çizgi film karakteri olacak kadar sevimliydi. Orada bir fikir olarak aklıma kaydetmiş olabilirim bu işi.



Oldukça özgün bebek tasarımlarınız var. Yaptığınız bebekler nasıl tasarlanıyor? Tasarımlarını da siz mi yapıyorsunuz? Bize biraz tasarım aşamasından bahseder misiniz?


Kâğıdın üzerine çizdiğim şablonu kumaşta kalıp olarak kesiyorum. Doldurup bir bakıyorum. Olmuyorsa, oldurana kadar yeniden yeniden deniyorum. Bu arada olmayanı da başka bir şeye dönüştürüp değerlendiriyorum. :D

İlk bebekle bugünkü bebek arasında inanılmaz bir değişim var. Her şey gibi onlar da zamanla dönüşüyorlar. :)


Bebekler tasarlamak, tasarımlarını hayata geçirmek, ileride “Kichicik” olmak isteyen çocuklara önerileriniz nelerdir?


Nasıl yaparım diye düşünmek bile fazlalık bazen. O an dürten hisle işe koyulmak ve bu plansızlıktan çıkan muhteşem sonucunu görmek çok keyifli. Denemek ve pes etmeden denemeye devam etmek; sıkılınca, yorulunca yeni şeyler deneyip onlarla eski deneyimleri harmanlamak... Benim motivasyonum genellikle bu şekilde oluyor.


Yaptığınız bebeklerin hikayeleri var mı?


Hikâyeleri gittikleri yerlerde yazılıyordur sanırım. Biz doğumevi olarak geçiyoruz. İsim isteyene de rehberlik yapabiliyoruz. ;)



Bu işi yapabilmek için hayal gücünün geniş olması gerekiyor olmalı. Peki hayal gücünü geliştirmek isteyen çocuklara tavsiyeleriniz var mı?


Hayal gücü için hangi takviyeler kullanılmalıdır tam olarak bilemiyorum.

Gözlem ve yorum yeteneği çocuklarda en üst seviyede zaten. Çocuk kalabilmenin reçetesi de henüz açıklanmadı galiba. ;)

Bir de herkeste farklı işler. Ben bir çiçeği, kuşu, meyveyi sadece seyir ederken dahi haz duyarken diğeri aynısını uzayı düşünerek, bir bilgisayarı parçalarına ayırarak, pirincin içindeki beyaz taşı bularak yaşayabilir. Keyif alınan şey/şeyler bulunup kapı oradan aralanmalı.


Sizin yaptığınız gibi bebekler yapabilmek için yetenekli olmak mı gerekir yoksa sonradan öğrenilebilir mi?


Deneyene kadar bebek dikebileceğimi ben de bilmiyordum. Sonuncuyu yapana kadar da en güzelinin o olduğunu...

Görsel yeteneğinize güveniyorsanız bir şekilde elinizi eğitebilirsiniz. Heves, gayret ve zamanın güzelleştiremeyeceği cücük yoktur çünkü.

 

Bu röportajı ekip arkadaşımız Sevde Dilruba Ünyeli hazırlamıştır.


100 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page